Gaziosmanpaşa'da Polis 2 Kardeşi Öldürdü

Katil zanlısı polisin saldırıyı "meşru müdafaa" olarak göstermek için kendi aracının camlarını kırdığı öne sürülürken, görgü tanıkları yaşadıkları olayın şokunu atlatamadıklarını ifade etti. Dün akşam saatlerinde Gaziosmanpaşa'da Küçükköy Cengiz Topel Caddesi üzerindeki Küçükköy Merkez minibüs durağında çalışanlarla, Şenol Yiğit isimli polis arasında çıkan tartışmada silahını kullanan polisin öldürdüğü Siirtli Vezir Uluğ (36) ile kardeşi Veysi Uluğ'un (29) cenazesi Adli Tıp Kurumu'ndan alındı. Durakta kahya olarak çalışan İsmail Güneş'in yaralandığı olayın görgü tanıkları yaşananları DİHA'ya anlattı. Olayın, 50. Yıl olarak bilinen yerde durağa ait bir minibüs ile polisin kullandığı su aracının küçük çaplı bir kazaya karışması üzerine başlayan tartışmadan kaynaklandığı öğrenildi. Tartışmanın ardından polis memurunun Küçükköy merkez minibüs durağına kadar minibüsü takip ettiği ve buraya gelerek sağa sola ateş ettiği belirtildi. Araya girmeye çalışanlara ateş eden polis memuru, önce Vezir Uluğ'a ardından kardeşi Veysi Uluğ ve durak çalışanlarından İsmail Güneş'e ateş etti. Hastaneye kaldırılan Uluğ kardeşler yaşamını yitirirken, ağır yaralanan Güneş tedavi altına alındı. Olayın yaşandığı yere yaklaşık 20 metre uzakta bulunan Küçükköy Merkez Karakolu'nda bulunan polislerin ise olay yerine gelmediği aktarıldı.

Olayın birebir tanığı olan ve aynı durakta da şoförlük yapan Halil Çelik, yaşananları şöyle anlattı: "Şoför arkadaşımız bir anda durağa doğru koşmaya başladı. Hemen ardından silah sesi duyduk. Vezir arkadaşımız cuma günü olduğu için çalışmıyordu. Silah sesinin ardından Vezir hemen saldırganın yanına gitti ve onu sakinleştirmeye çalıştı. 15 dakika boyunca sakinleştirmekle uğraştık. Ancak, polis gelmedi. Ardından Vezir'e silah sıktı. Bir anda şok geçirdik" dedi. Küçükköy İlçe Merkez Karakolu'nun olayın yaşandığı yere 20 metre uzak olduğunu belirten Çelik, "Polis silah sesi duymasına rağmen olay yerine gelmedi. İlk silah sesinin üzerinden yaklaşık 15 dakika geçti. Vezir o sırada saldırgana 'gençtir, yapmıştır bir cahillik arabana bin sen' diye telkinlerde bulunuyordu. Aniden Vezir'e silah sıktı. Ardından İsmail'e sıktı. Daha sonrasında ise Vezir'in kardeşi Veysi geldi. O da saldırgana tekme attı. Hemen ardından ona da silah sıktı" diye konuştu. Çelik, yaşamını yitiren kardeşlerin Küçükköy'de sevilen insanlar olduğunu belirtti.

Durakta çalışan bir diğer şoför Şemsettin Sayan isimli görgü tanığı ise, "Herhangi bir şeyden Haberimiz yoktu. Sadece silah sesi duyduk. Vezir saldırganı arabaya götürdü. İkna etmeye çalıştı. İsmail Güneş, 'ben polise Haber verdim. bana silah çekti' dedikten sonra camdan direk Vezir'e ateş etti. Vezir yere düştü. Adam arabadan indi. Yerde olan Vezir'e bir kez daha ateş etti. Ben de Vezir'e müdahale etmeye çalıştım. O esnada direk Veysi ve İsmail'e ateş etti. Polis olup olmadığını bilmiyorum. Ancak polis olduğunu söylüyor. Hiçbir şekilde saldırgana fiziki müdahale edilmedi" diye konuştu.

Öte yandan görgü tanıklarının anlatımlarına göre saldırgan polis, ateş ettikten sonra kendi aracının camlarını kırdı. Saldırının ardından karakola giderek teslim olan polis memuru Yiğit'in verdiği ilk ifadede şoförlerin kendisine saldırdığını, camlarını kırdığını kendisinin de korunmak amacıyla onlara ateş ettiğini söylediği öğrenildi. Ancak olay yerindeki iş yerlerine ait kamera görüntülerinden, kimsenin araca müdahalede bulunmadığı, araçtan çıkan polis memurunun direk Vezir Uluğ'a ateş ettiği, ardından kendisine müdahale etmeye çalışan kardeşi Veysi Uluğ'a silahını doğrultarak vurduğu sonra da sağa sola bir kaç el ateş ettiği görülüyor.Cenazeleri Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından Küçükköy'deki Paşa Camisi'ne getirilen Uluğ kardeşlerin cenazesi burada kılınan cenaze namazanın ardından toprağa verilmek üzere, Yayla Mezarlığı'na götürüldü. Cenaze namazına binlerce yurttaş katıldı.